25 Mart 2015 Çarşamba

Maria Goeppert Mayer

Maria Goeppert Mayer (d. 28 Haziran 1906 - ö. 20 Şubat 1972) Alman-ABD'li Fizikçidir ve Fizik dalında atom çekirdeğinin nükleer kabuk modeli ile Nobel ödülüne layık görülmüştür. Marie Curie’den sonra Nobel’e layık görülen ikinci kadındır.
Göttigen Üniversitesi’nden mezun olan Maria Goeppert-Mayer, doktorasını atomlar tarafında soğurulan iki olası foton teorisi üzerine yazmıştır. Hazırladığı tezinin deneysel doğrulaması, o yıllarda uzak bir ihtimalken, lazerin geliştirilmesi bunu mümkün kılmıştır. Bugün iki foton soğurumu en-kesit ölçüm birimi, Goeppert-Mayer (GM) birimi ile tanımlanmaktadır. Maria Goeppert-Mayer, o sırada Johns Hopkins Üniversitesinde doçent olan Joseph Edward Mayer ile evlenmiş ve Amerika Birleşik Devletlerine yerleşmişlerdir. Johns Hopkins Üniversitesi, o sırlarda çok katı olarak uygulanan “adam/eş kayırma” (nepotism) kuralları nedeni ile Maria Goeppert-Mayer’i akademisyen olarak işe almamış ancak asistan olarak bir iş vermiştir. Maria Goeppert-Mayer, Konusunun en özgün makalesi olarak Kabul edilen “çift beta bozunması” (double beta decay) makalesini 1935 yılında asistanken yazmıştır. 1937 yılında Columbia Üniversitesi’nde, ücretsiz bir pozisyonu kabul etmiştir. Columbia’da iken, 2. Dünya Savaşı sırasında Manhattan Projesi’nde, Edward Teller ile birlikte Los Alamos Laboratuvarları’nda süper bombanın geliştirilmesinde izotop ayrıştırma üzerine çalışmıştır. Savaştan sonra Şikago Üniversitesi’nde gönüllü docent olarak çalışmaya başlayan Maria Goeppert-Mayer, üniversite yakınlarındaki Argonne Ulusal Laboratuvarları’nda da uzman fizikçi olarak görev almıştır. 1960 yılında Kaliforniya Üniversitesi (San Diego) Fizik bölümünde profesör olan Maria, nükleer kabukların yapısına yönelik bir matematiksel modeli konusundaki çalışması ile 1963 yılında Fizik dalında, J. Hans D. Jensen ve Eugu-ene Wigner ile birlikte Nobel’e layık görülmüştür.
İlk Yılları
Maria Goeppert 28 Haziran 1906 yılında Prusya’nın Kattowitz şehrinde Friederich Goeppert ve karısı Maria nee Wolf’un tek çocuğu olarak doğmuştur. 1910 yılında, ailesi altı nesildir profesör olan babası, Göttingen Üniversitesi’nden pediatrik profesörlük teklifi alınca ailesi ile birlikte Göttingen şehrine taşınmıştır. Babasına annesinden daha yakın olan Goeppert, bunu “Babam daha ilgi çekiciydi, her şey bir tarafa o bir bilim adamıydı” diye açıklamıştır. Maria Goeppert, eğitimini Göttingen’de bulunan, orta sınıf ailelerin kız çocuklarının devam ettiği Höhere Technische okulunda almıştır. Bu okul yükseköğrenimi teşvik etmesi ile ünlüdür.Maria Goeppert 1921 yılında, Suffragettes tarafından işletilen ve kız çocukları üniversiteye hazırlayan Frauenstudium devam etmiştir. 17 yaşında, normal süresinden bir yıl önce 3-4 kız ve otuz kadar erkek öğrenci ile birlikte, abitur olarak bilinen üniversiteye giriş sınavına girmiştir. Bu sınavı bütün kız öğrenciler ve sadece bir tek erkek öğrenci kazanmıştır.
1924 yılının baharında Göttingen Üniversitesi’ne giren Maria Goeppert, üniversitede matematik çalışmıştır. Yüksek bir işsizlik sorunu yaşanan o dönemde, kız öğrenciler Göttingen üniversitesinde bir tane Emmy Noether isimli kadın matematik profesörü olmasına ragmen, sözde bir eksilik nedeni ile matematik öğretmenliğine yönlendirilmekte idi, ayrıca öğrencilerin pek çoğu alacağı öğretmenlik sertifikası ile ilgileniyordu. Matematik öğretmenliği sertifikası yerine fizikle ilgilenmeye başlayan Maria Goeppert, bu konuda doktora yapmaya karar Verdi. 1930’da tamamladığı doktora tezinde “atomların iki foton soğurulması olasılığı” teorisi üzerine tamamladı. Eugene Wigner daha sonra bu tezi, konuya yoğunlaşma ve netliğin mükemmel bir örneği olarak tanımlamıştır. Tez tamamlandığı sırada, deneysel olarak doğrulanması çok uzak bir ihtimal gibi görünmesine rağmen, lazerin geliştirilmesi ile1961 yılında ilk doğrulama deneylerine yuropyum yüklü bir kristalde iki fotonlu uyarılan floresans ölçülmesi ile imkan sağlamıştır. Maria Goeppert’in bu alandaki temel katkılarını onore etmek için iki foton emilim kesit alanının ölçü birimine Goepper-Mayer (GM) birimi adı verilmiştir. Bir GM 1x10-50 cm4 s foton-1’dir. Maria Goeppert’in doktora sınav jürisi, daha sonra üçü de Nobel alacak olan Max Born, James Franck ve Adolf Otto Reinhold Windaus’den oluşuyordu. Maria Goeppert, 19 Ocak 1930 yılında James Franck’ın asistanlarından, evlerinde kiracı olarak kalan Joseph Edward Mayer ile evlendi ve Johns Hopkins Üniversitesinde kimya docenti olarak görev yap J.E. Mayer’in işi gereği Amerika Birleşik Devletlerine yerleştiler. Çiftin Maria Ann ve Peter Conrad isimli iki çocuğu oldu.
Amerika Birleşik Devlerindeki Yaşamı
O yıllarda Amerika Birleşik Devletlerinde çok sıkı uygulanan “adam kayırma” kuralları gereği Maria Goeppert-Mayer’e Johns Hopkins Üniversitesi’nde öğretim üyeliği için bir pozisyon verilmedi[17]; ancak fizik bölümünde Alman bilim adamları ile çalışmalara destek vermesi için bir asistanlık görevi verildi. Bu sayede çok az bir maaş, bir çalışma mekanı ve araştırma imkanlarına erişimi sağlanmış oldu. Bu sırda bazı dersler verdi ve 1935 yılında çift beta bozunumu başlıklı çok önemli bir makale yayınladı. Bazı okullar Maria Goeppert’e, pek çoğu “renklerin nedeni… gibi” “kadınsı” konuları içeren iş teklif ederken hem para vermeyi kabul etmemiş hem de tekliflerini bir lütufmuş gibi iletmişleridir. Sonunda Şikago Üniversitesi, ücret vermemesine rağmen, Maria Goeppert’e fizik bölümünde profesörlük kadrosu verecek kadar ciddiye almıştır. Kendisine oda verilmesine rağmen maaş ödenmemiştir. 1963 yılında İsviçre Akademisi kendisinini profesyonel olarak alınabilecek en büyük ödüle layık görüldüğünü duyurduğunda San Diego gazetesi bunu San Diegolu anne Nobel Ödülü’nü kazandı Johns Hopkins Üniversitesi’nde Kuantum Fiziğine çok az ilgi vardı, yine de Maria Goeppert Karl Herzfeld ile çalışma imkanı buldu ve birlikte birkaç makale yazdılar. Ayrıca 1931, 1932 ve 1933 yaz aylarında Göttingen’e dönen Goepprt, Drf. Born ile çalışıp Handbuch der Physik kitabı için makale yazmıştır. Bu süreç NSDAP’nin iktidara gelmesi ve aralarında Born ve Franck’in bulunduğu akademisyenlerin işlerini kaybetmeleri ile sona ermiştir. Goeppert-Mayer ve Herzfeld sığınmacı yardım etkinliklerine katılmıştır. Joe Mayer 1937 yılında işinden atıldı. Joe Mayer bunu Fizik Bilimleri Dekanının Goeppert-Mayer’in laboratuvarda olmasının tetiklediği, kadınlar olan nefretinin bir sonucu olduğuna yormuştur. Herzfeld bu görüşü doğrulamaktadır ve Goeppert-Mayer, Franck ve Herzfeld’in Johns Hopkins Üniversitesi’nde oluşunun, üniversitede “çok fazla” Alman bilim adamının oluğu gibi bir fikir oluşturduğunu eklemektedir. Ayrıca öğrenciler Joe Mayer’in çok fazla modern fizik öğrettiği için kendisinden şikayetçi olmuşlardır. Joe Mayer, Fizik Bölüm başkanı George Pegram’ın Maria Goeppert’in ücret ödemenden sadece bir ofis verdiği Columbia Üniversitesi’nde bir pozisyon buldu. Maria daha sonra 1939 yılında Columbia Üniversitesi’ne gelen gelen Harold Urey ve Enrico Fermi ile çok iyi arkadaşlıklar kurdu. Fermi, Maria’dan daha önce araştırılmamış olan transuranik elementlerin değerlilik kabuklarını araştırmasını istedi. Thomas-Fermi modelini kullanarak, bu maddelerin de eser elementler gibi bir seri oluşturacağını ortaya koydu ve bu daha sonra doğrulandı.
Manhattan Projesi
Maria Goeppert,1941 yılının Aralık ayında ücret ödenerek yaptığı ilk profesyonel işine; Sarah Lawrence Koleji’nde bilim eğitmenliğine başladı. 1942 yılında Amerika Birleşik Devletleri 2.Dünya Savaşı’na katılınca Maria Manhattan Projesi’nde göreve aldı. Columbia Üniversitesi’nin Alışım Malzemeleri Geliştirme laboratuvarında, Harold C. Urey’in araştırma grubunda yarı zamanlı araştırmacı olarak çalıştı. Üzerinde çalıştığı proje Uranyum 235’I doğal uranyumdan ayırmak için metot geliştirmekti. Bu sırada uranyum hekzaflorid’in kimyasal ve fiziksel özelliklerini araştırdı ve ayrıştırmayı fotokimyasal olarak yapmanın yöntemlerini inceledi. O dönemde yapılamaz olarak görülen bu yöntem daha sonra lazerin geliştirilmesi ile lazerle uyararak ayrıştırma yöntemi olarak kullanılmıştır. Arkadaşı Edward Teller sayesinde Opaklık Projesi’nde göreve alan Maria, savaş dönemi programlarından biri olan termonükleer silahlar kapsamında, Teller’in “süper bombası”nın geliştirilmesine destek veren yüksek sıcaklıklarda maddenin özellikleri ve radyasyon özelliklerini araştırdı. 1945 yılının Şubat ayında kocası Joe Mayer Pasifik Savaşı’na yollanınca, Maria çocuklarını New York’ta bırakarak Teller’in Los Alamostaki Laboratuvarı’na katıldı. Joe Mayer Haziran 2945’te Pasifik’ten beklenenden önce dönünce birlikte New York’a döndüler. Joe Mayer Şubat 1946 yılında Şikago Üniversitesi kimya bölümünde ve yeni kurulan Nükleer Çalışmalar Enstitüsü’nde profesör olarak görev aldı. Maria ise Fizik Bölümü’nde gönüllü doçent olarak çalışma imkanı bulmuştu. Dr. Teller’in üniversitede bir pozisyon kabul etmesi ile birlikte Opaklık Projesi’ndeki görevine devam etme imkanı bulmuştu.1 Temmuz 1946 yılında Argonne Laboratuvarları kurulunca kendisine kuramsal fizik biriminde uzman fizikçi olarak yarı zamanlı görev alması teklif edildiğinde “Nükleer fizik konusunda hiçbir şey bilmiyorum.” demiştir. Aberdeen Maryland’de kurulmuş olan  Aberdeen Proving Ground's araştırma merkezinin ENIAC bilgisayarını sıvı metal soğutmalı reaktörünün kritik problemlerini monte karlo metodu kullanarak çözmek için programlamıştır.
Nükleer kabuk modeli
 
Maria Goeppert-Mayer walking into the Nobel ceremony with King Gustaf VI Adolf of Sweden in 1963
Maria, 1940’lı yılların sonlarına doğru Şikago’da ve Argonne Laboratuvarları’nda çalışırken nükleer kabuk yapısının matematiksel modelini geliştirmiş ve 1950 yılında yayımlamıştır. Geliştirdiği model neden belli sayıdaki nükleonların özellikle dengeli yapılanmalar oluşturduğunu açıklamıştır. Eugene Wagner’in büyülü rakamlar olarak tanımladığı bu sayılar: 2, 8, 20, 28, 50 82 ve 126. Enrico Fermi’nin sorduğu “Eksenel döngü eşleşmesi olduğunu gösteren bir belirti var mı?” sorusu çalışmalara başlaması için kritik bir bakış açısı sunmuştur. Maria bunun gerçek olduğunu anlamış ve çekirdeğin kapalı kabuklardan ve birbiri ile eşleşen nötron ve protonlardan oluştunu geliştirmiştir. Geliştirdiği fikrini aşağıdaki gibi açıklamıştır: Vals yapan dansçılarla dolu bir oda düşünün, bütün dansçıların etrafında daireler çizerek hareket etmektedirler ve her daire kendi içinde sınırlıdır. Bu dairesel döngü içine bir saat yönünde diğeri saat yönünün tersine hareket eden iki çift dansçı yerleştirebilirsiniz. Şimdi bir varyasyon daha ekleyelim; bu dansçıların dairesel yörüngeleri üzerinde hareket ederken, kendi etraflarında da döndüklerini ve salındıklarını düşünün, ancak bu dönme işlemini saat yönünde hareket edenlerin bazıları saat yönünün tersine diğerleri tersine yaparken; saat yönünün tersine hareket edenlerin bazıları saat yönünde diğerleri aynı hareketi tersine yapmaktadır.
Ölümü ve Anısı
Maria Goeppert-Mayer 1960 yılında Kaliforniya Üniversitesi’nde (San Diego) Fizik Bölümü’ne profesör olarak atanmıştır. San Diego’ya gelişinden hemen sonra bir kalp krizi geçirmesine rağmen uzun yıllar ders vermeye devam etmiştir.[39][40] Bir yıl önce kendisini komaya sokan bir kalp krizini takiben 20 Şubat 1972 yılında San Diego’da ölmüştür. Mezarı San Diego’daki El Camino Anıt Parkı’ndadır. Ölümünden sonra Amerikan Fizikçiler Topluluğu tarafından kariyerlerinin başlangıcında olan genç kadın araştırmacılara Maria Goeppert Mayer Ödülü verilmeye başlandı. Bu ödül, kazanan, doktorasını almış kariyerlerinin başlangıcında olan kadın araştırmacıya para ödülü ve çalışmasını dört saygın kuruluşta konuşmacı olarak anlatmak için olanak, sağlamaktadır. Geçmişte çalıştığı iki üniversite de Maria Goeppert’i onurlandırmaktadır. Argonne Ulusal Laboratuvarı, Maria Goeppert anısına her yıl başarılı genç kadın bilim insanına veya mühendise ödül verirken,  Kaliforniya Üniversitesi (San Diego) her yıl yapılan Maria Goeppert-Mayer Sempozyumunda kadın araştırmacıları bir araya getirip güncel bilim konularını tartışmaktadır. .Venüs gezeni üzerinde 32 kilometre çaplı bir kratere Goeppert-Mayer krateri denmiştir.  2011 yılında Amerika Birleşik Devletleri posta pullarının 3. Amerikan Bilim Adamları serisinde Melvin Calvin, Asa Gray, ve Severo Ochoa ile birlikte yer almıştır.  Makaleleleri San Diego’daki Geisel Kütüphanesi’nde yer almaktadır.


 
Kaynakça

1. http://tr.wikipedia.org/wiki/Maria_Goeppert-Mayer
 

Hypatia


Hypatia (Yunanca: Υπατία; 370415) Yunan filozof, matematikçi ve astronomdur. İskenderiye Kütüphanesi'nde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler vermiştir. Yeni Platonculuk öğretisine bağlı olan Hypatia, Atina Akademisi'nin Eudoxus'ün başını çektiği Matematik geleneğine üye idi. Hypatia doğayı; mantık, matematik ve deney ile açıklamaya çalıştı.

Hypatia, günümüze kadar ulaşmış olan sayılı kaynaktan biri olan Yunan tarihçi Socrates Scholasticus'un "Historia Ecclesiastica" adlı eserine göre; İskenderiye'nin en önemli iki figürü olan, İskenderiye Valisi Orestes ile İskenderiye piskoposu Cyril arasında anlaşmazlıklara sebebiyet verdiği ve politik işlere karıştığı gerekçesi ile 415 yılında kıptî Hristiyan bir çete tarafından taşlanarak öldürülür.

Hypatia'nın devrin en güzel kadınlarından biri olduğu ve Vali Orestes'in bizzat Hypatia'dan ders aldığı sıralarda Hypatia'ya aşık olduğu bilinmektedir. Anlaşmazlıklara ise Vali Orestes'in, İskenderiye'de —Piskopos Cyril'in kışkırtmaları ile— Hypatia'ya karşı hızla büyüyen nefretin önüne geçmeye çalışması olmuştur. Hypatia, İskenderiye'ye Hristiyanlığın hakim olduğu son yıllarında Piskopos Cyril, Hypatia'yı hedef göstererek İncil'den yaptığı alıntılar ile halkı kışkırtmış ve Hypatia, halk tarafından "dinsiz" ve "şeytan" olarak nitelendirilmiştir. Kısa bir süre içerisinde de Kıptî bir Hristiyan çetesi tarafından taşlanarak öldürülmüştür.

Eserlerinden günümüze ulaşabileni yoktur; fakat Sinesius ile yazıştığı mektupların bir bölümü mevcuttur.

Yaşamı
Bir matematikçi, astronom ve filozof olan Hypatia, dönemin ünlü matematikçisi Theon'un kızıydı. Hypatia'nın annesi hakkında günümüze herhangi bir kaynak ulaşmamıştır. Hypatia Atina'da eğitimini aldıktan sonra 400 yılına doğru İskenderiye'ye döner ve İskenderiye Kütüphanesi'ndeki Platon Okulu'nda dersler vermeye başlar. Hypatia bu okulda, içerisinde Hristiyanlık, Paganizm ve Musevilik gibi birçok inanca sahip öğrencisine Platon ve Aristo'nun öğretilerini kazandırdı. Bu öğrencileri arasında ileride İskenderiye valisi olacak olan Orestes ve Ptolemais'in piskoposu olacak olan Synesius da vardı.

Günümüze ulaşabilmiş 5. yy'dan kalma kaynaklar Hypatia'yı; Platon, Aristo ve Plotinus'un felsefelerinin öğreticisi olarak tanımlar. Fakat kıptî Piskopos John Nikiû'nün yazdığı 7. yy'dan kalan "Chronicle" adlı eserde Hypatia için şunlar söylenmiştir: "Hypatia helenistik bir pagan idi. Her zaman büyüye, usturlaba ve müzik enstrümanlarına bağlı kalmıştı. Ayrıca insanları şeytanî hileler ile kandırmıştı." Fakat bütün Hristiyanlar John Nikiû veya Hypatia'yı öldüren çete gibi Hypatia'ya karşı düşman değildiler. Hatta bazı Hristiyanlar Hypatia'yı, erdem ve iffetin sembolü saymıştır.

Ölümü
Hypatia'yı ölene kadar savunmuş olan İskenderiye Valisi Orestes ile Hypatia'yı "dinsizlik" ve "şeytanlık" ile suçlayan İskenderiye piskoposu Cyril arasındaki kavga şehir çapında bir provokasyona dönüşür ve olaylar Hypatia'nın 415'de taşlanarak öldürülmesine kadar varır.

Hypatia'nın ölümü hakkında bugün en güvenilir kaynak, bir Hristiyan olan Socrates Scholasticus'un 439'da yazmayı tamamladığı "Historia Ecclesiastica" adlı yapıtıdır. Bu yapıta göre olaylar Socrates Scholasticus'un anlatımı ile şöyle gelişir:



...Hypatia'nın sık sık Vali Orestus ile görüşmesi Hristiyanların hoşuna gitmiyordu. Hypatia'nın, Vali Orestus ile Piskopos Cyril'in uzlaşmasını engellemeye çalıştığı düşünülüyordu. Böyle düşünen bir grup bağnaz, Peter adındaki çete liderleri ile birlikte Hypatia'nın evinin önünde pusuya yattılar ve onu beklemeye başladılar. Hypatia eve geldiğinde ise onu kaçırıp Caesareum adındaki bir kiliseye götürdükten sonra tamamen soydular. Ardından onu taşlayarak öldürdüler. Daha sonra Hypatia'nın parçalanmış bedenini alıp Cinaron adındaki bir yerde yaktılar.Socrates Scholasticus, Ecclesiastical History

Çalışmaları
 
  • Aritmetik üzerine 13 ciltlik bir yorum.
  • Apollonius'un Konik'leri üzerine yorum.
  • Ptolemy'nin "Almagest"i üzerine düzenleme.
  • Babası Theon'un yazdığı "Öklid'in Elementleri" adlı eser üzerine düzenleme.
  • "The Astronomical Canon" (Astronominin Kanunları) adlı kitabı.
Hypatia'nın bilime katkıları; gök cisimlerinin sınıflandırılmasında, hidrometre'nin bulunmasında, sıvıların yoğunluk derecesinin belirlenmesinde ve daha birçok konuda etkili olmuştur.

Ardından
  • 1847 Yılında Fransız şair Charles Marie René Leconte de Liste kendisi hakkında Hypatie ve Hypatie et Cyrille (1857) adlı eserler verdi. Liste, Hypatia'yı eserlerinde "savunmasız ve güzel" olarak betimledi.
  • 1853 yılında İngiliz yazar Charles Kingsley Hypatia'ya atfen, "Hypatia - or New Foes with an Old Face" adlı romanını yayınladı. Kingsley romanında Hypatia'yı "kendini beğenmiş ve erotik bir kahraman" olarak tasvir etti.
  • 1884 yılında keşfedilen bir asteroide Hypatia'ya atfen, "238 Hypatia" adı verildi.
  • 2 Ocak 1893'de "Hypatia" adlı bir oyun sahnelendi. Haymarket Tiyatrosu, Londra.
  • 2009 yılında Hypatia'nın hayatını konu alan "Agora" adlı film çekildi.

Emmy Noether


Emmy Noether (Almanca: [ˈnøːtɐ]; asıl adı Amalie Emmy Noether; 23 Mart 1882 – 14 Nisan 1935), soyut cebir ve kuramsal fiziğe çığır açıcı katkılarıyla bilinen bir Alman matematikçidir. Pavel Alexandrov, Albert Einstein, Jean Dieudonné, Hermann Weyl, Norbert Wiener ve daha birçok kişi tarafından halka, alan, ve cebir teorilerinde devrim yaratan, tarihin en önemli matematikçilerinden biri olarak nitelendirilmiştir.Noether teoremi, simetri ile korunum yasaları arasındaki temel bağı açıklar.
Bavyera’nın Erlangen kasabasında Yahudi bir ailede doğmuştur. Babası matematikçi Max Noether’dir. Gerekli sınavları geçtikten sonra Fransızca ve İngilizce öğretmeyi planlamıştır ama sonunda babasının ders verdiği Erlangen Üniversitesi’nde matematik okumuştur. 1907’de Paul Gordan’ın danışmanlığında tezini bitirdikten sonra Erlangen Matematik Enstitüsünde maaş almadan yedi yıl çalışmıştır. (O zamanlar kadınlar akademik pozisyonlardan dışlanmışlardı). 1915’de David Hilbert ve Felix Klein tarafından Göttingen Üniversitesinin dünyaca ünlü matematik bölümüne katılması için çağrıldı. Fakat üniversite yönetimi tarafından reddedildi ve dört yıl daha Hilbert adına ders vermeye devam etti. Ders verme hakkı 1919’da verildi, bu sayede Privatdozent (Germenik üniversitelerde, sahibinin, profesörlük makamına sahip olmaksızın bağımsız olarak ders verebileceği anlamını taşıyan unvan) unvanını alabildi.
1933’e kadar Göttingen matematik bölümünün ileri gelen üyeleri arasındaki yerini sürdürdü; öğrencilerine zaman zaman “Noether oğlanları” denirdi. 1924’de Hollandalı matematikçi B. L. van der Waerden öğrencisi oldu ve kısa zaman içinde Noether’in çalışmalarının önde gelen yorumcusu oldu; Noether’in çalışmaları öğrencisinin yazdığı 1931 tarihli ders kitabı, Modern Cebir’in’in ikinci cildinin temelini oluşturuyordu. 1932 Zürih Uluslararası Matematikçiler Kongresi’ne katılımına kadar, cebirsel yetenekleri tüm dünyada tanınmıştı. Ertesi yıl Alman Nazi hükümeti Yahudileri üniversite pozisyonlarından çıkarttı ve Noether, Pensilvanya’daki Bryn Mawr Üniversitesinde bir pozisyona geçmek üzere Amerika Birleşik Devletlerine taşındı. 1935’de yumurtalıklarındaki kist için ameliyata girdi, iyileşme belirtilerine rağmen dört gün sonra 53 yaşında öldü.
Noether’in matematik çalışmaları üç “dönem”e ayrılmıştır. İlkinde (1908-19), cebirsel değişmezler ve sayı alanlarıüzerine etkin katkılar sağlamıştır. Varyasyonlar hesabındaki diferansiyel sabitler üzerine çalışmaları, Noether teoremi, “modern fiziğin gelişmesine yol gösteren şimdiye kadar kanıtlanmış en önemli matematik teorilerisi” olarak sayılır. İkinci dönemde (1920–26), “soyut cebri değiştiren” çalışmasına başladı. Yaşamı boyunca ve hatta bugün bile Noether; Pavel Alexandrov, Hermann Weyl ve Jean Dieudonné. Noether, Idealtheorie in Ringbereichen (Theory of Ideals in Ring Domains, 1921) isimli makalesinde değişmeli halkalarda idealler teorisini geniş kullanıma sahip kuvvetli bir araç haline getirmiştir. Artan zincir koşulunu zarifçe kullanmıştır ve bu sebeple bu koşulu sağlayan nesnelere Noetherian denir. Üçüncü döneminde (1927-1935), değişmez cebirler ve hiperkompleks sayılar hakkında başlıca işler yayınlamıştır ve grupların representation teorisi ve modüller ve idealler teorilerini birleştirmiştir. Kendi yayınlarının yanı sıra Noether fikirleri konusunda da oldukça cömertti ve başka matematikçiler tarafından yayınlanan işlerde, bu işlerin alanlarının uzaklağına rağmen defalarca referans olarak verildi.
Biyografi
Noether Bavyera’nın Erlangen kasabasında büyüdü, burada 1916 tarihli bir kartpostalda görülüyor
Emmy’nin babası Max Noether, Almanya’da tüccar bir aileden geliyordu. Çocuk felci yüzünden on dört yaşında felç olmuştu. Hareket kabiliyetini geri kazandı, fakat bir bacağı iyileşmedi. Çoğunlukla kendi kendine öğrenerek 1868’de Heidelberg Üniversitesinden doktor ünvanı aldı. Orada yedi yıl ders verdikten sonra varlıklı bir tüccar kızı olan karısı Ida Amalia Kaufmann ile tanıştığı ve evlendiği Erlangen, Bavyera’da bir pozisyona geçti. Max Noether’in matematiğe katkısı Alfred Clebsch yolundan giderek cebirsel geometriye oldu. En çok bilinen çalışmaları Brill–Noether teorisi ve AF+BG teoremidir. Max Noether teoremi' gibi birkaç teorem daha onunla ilişkilendirilmiştir.
Emmy Noether dört çocuğun ilki olarak 23 Mart 1882’de doğmuştur. İlk ismi annesi ve babaannesinin adına, "Amalie"’dir, ama genç yaşta orta ismini kullanmaya başlamıştır. Bir kız olarak ailede çok sevilirdi. Akıllı ve arkadaş canlısı olarak bilinmekle birlikte akademik olarak dikkat çekmemiştir. Emmy miyoptu ve çocukken kekeliyordu. Bir aile arkadaşı yıllar sonra Emmy’nin bir bulmacayı hızla çözerek erken yaşta üstün zekasını belli ettiğini anlatmıştır.[15] Emmy zamanındaki birçok kız gibi yemek ve temizlik yapmayı öğrenmiş, piyano dersleri almıştır. Bu aktivitelerin hiçbirini tutkuyla yapmamış fakat dans etmeyi çok sevmişti.
Kendisinden küçük üç erkek kardeşi vardı. En büyüğü Alfred, 1883’te doğmuştu, 1909’da Erlangen’de kimya alanında doktor ünvanını aldı, 9 yıl sonra öldü. Fritz Noether, 1884’de doğmuştur, akademik başarıları ile hatırlanır: Münih’de okuduktan sonra uygulamalı matematikte itibar kazanmıştır. En küçükleri, Gustav Robert, 1889’da doğmuştur. Hayatı ile ilgili çok az bilinen vardır; kronik bir hastalık sebebiyle 1928’de ölmüştür.
Erlangen Üniversitesi
Paul Gordan, Noether’in değişmezler biquadratik form.
Paul Gordan, Noether'in değişmezler alanındaki doktora tezine danışmanlık etti.
Emmy Noether Fransızca ve İngilizcede erken yetkinlik gösterdi. 1900 baharında iki dil için de öğretmenlik sınavına girdi ve sehr gut (çok iyi) olarak notlandırıldı. Bu performansı kız okullarında ders verme hakkı kazandırdı, ama Erlangen Üniversitesindeki çalışmalarına devam etmeye karar verdi.
Bu alışılmadık bir karardı; iki yıl öncesinde Üniversite Senatosu karma eğitimin “akademik düzeni bozacağını” açıklamıştı. 986 öğrenciden oluşan bir üniversitedeki yalnızca iki kız öğrenciden biri olan Noether’in derse katılmasından ziyade denetim yapmasına izin veriliyordu, bunun için de dersine katılmak istediği profesörlerden özel izin alması gerekiyordu. Bütün engellere rağmen 14 Temmuz 1903’de Nürnberg’de bir Realgymnasium’da mezuniyet sınavını geçti.
1903-04 kış dönemini Göttingen Üniversitesinde okudu, astronom Karl Schwarzschild, matematikçi Hermann Minkowski, Otto Blumenthal, Felix Klein, ve David Hilbert’in derslerine katıldı. Kısa bir süre sonra kadınların o üniversitede katılımına dair kısıtlamalar yürülükten kaldırıldı.
Noether Erlangen’e döndü. Üniversiteye resmen 24 Ekim 1904’e de girdi ve matematik üzerine yoğunlaşmak istediğini beyan etti. Paul Gordan’ın gözetimi altında Über die Bildung des Formensystems der ternären biquadratischen Form (On Complete Systems of Invariants for Ternary Biquadratic Forms, 1907) tezini yazdı. İyi karşılanmış olmasına rağmen Noether sonradan tezinin “çerçöp” olduğunu söylemiştir.
Sonraki yedi yıl (1908-15) Erlangen Üniversitesi Matematik Enstitüsünde maaş almadan, zaman zaman hastalığı nedeniyle ders veremeyecek durumda olan babasının yerine geçerek öğretmenlik yaptı. 1910 ve 1911’de üç değişkeni “n” değişkene çıkararak tezine ilave yaptı.
Noether bazen meslektaşı Ernst Fischer’le soyut cebir tartışmak için posta kartı kullanırdı. Bu posta kartı 10 Nisan 1915 tarihlidir.
Gordan 1910 baharı emekli oldu, ama kısa bir zaman sonra Breslau’da bir pozisyon için ayrılan halefi Erhard Schmidt ile arada bir ders vermeye devam etti. Gordan ders vermeyi tamamıyla 1911’de Schmidt'in yerine geçen Ernst Fischer’in gelmesiyle bıraktı ve Aralık 1912’de öldü.
Hermann Weyl’e göre Fischer, özellikle David Hilbert’nin çalışmalarıyla kendisini tanıştırması sebebiyle Noether üzerinde önemli bir esin kaynağıydı. Noether 1913’den 1916’ya kadar Hilbert metodlarının kapsamını genişleterek ve rasyonel fonksiyonların alanı ve sonlu grupların değişmezleri gibi matematiksel objelere uygulayarak yazdığı makaleleri yayımladı. Bu evre, çığır açıcı katkıda bulunduğu matematik alanı soyut cebir ile bağlantısının başlangıcıdır.
Noether ve Fischer matematiği haz duyarak paylaştılar; çoğu zaman dersler bittikten sonra bile tartışmaya devam ederlerdi. Noether’in devam eden matematiksel düşüncelerini kartpostalla Fischer’e gönderdiği biliniyor.
Göttingen Üniversitesi
1915 baharı, Noether David Hilbert ve Felix Klein tarafından Göttingen Üniversitesine dönmesi için çağrıldı. Fakat bu işe alma gayretleri yersiz kaldı. Felsefe Fakültesi öğretim üyeleri, dil bilimci ve tarihçiler, kadınların privatdozent olmamaları konusunda ısrar ettiler. Bir fakülte üyesi: “Askerlerimiz üniversiteye döndükleri zaman, bir kadının ayağında öğrenim görmeleri gerektiğini öğrenince ne düşünecekler?” diyerek protesto etti. Hilbert içerleyerek karşılık verdi; “Adayın cinsiyetini “privatdozent” olarak kabul edilmesine karşı bir sav olarak görmüyorum. Sonuç olarak biz bir üniversiteyiz, hamam değil."
1915’te David Hilbert bazı meslektaşlarının, kadınların üniversitede öğretim vermemesi gerektiği görüşlerine karşı çıkarak Noether’i Göttingen Üniversitesi matematik bölümüne davet etti.
Noether Nisan’ın sonuna doğru Göttingen’e yola çıktı, iki hafta sonra annesi Erlangen’de öldü. Annesinin daha önce gözünden tedavi olduğu bilinmektedir fakat bu durumun ölümüne olan etkisi bilinmemektedir. Bu sırada Noether’in babası emekli oldu ve erkek kardeşi I. Dünya Savaşına katılmak üzere Alman Ordusuna katıldı. Yaşlı babasına bakmak üzere birkaç haftalığına Erlangen’e döndü.
Göttingen’de ders verdiği ilk yıl resmi bir pozisyonu yoktu ve maaş almıyordu; ailesi, odasını, tahtasını ve akademik işlerini desteklediler. Dersleri çoğunlukla Hilbert’in adı altında duyuruluyordu ve Noether çoğu zaman “yardım” da bulunuyordu.
Göttingen’e vardıktan kısa bir süre sonra şimdi Noether teoremi olarak kabul edilen, korunma yasalarılarının türevlenebilir fiziksel bir sistemin simetrisiyle ilişkili olduğunu gösteren teoremi kanıtlayarak yeteneklerini gösterdi. Amerikalı fizikçiler Leon M. Lederman ve Christopher T. Hill kitapları Symmetry and the Beautiful Universe’de Noether teoremini “Kuşkusuz şimdiye kadar kanıtlanmış en önemli matematik teoremlerinden biri, modern fiziğin gelişimine yol göstermekte Pisagor teoremi ile yarışacak düzeyde” diyerek tanımlamışlardır.
Göttingen Üniversitesindeki matematik bölümü Noether’e ders verme hakkını, ders vermeye başladıktan dört yıl sonra, 1919’da verdi.
I. Dünya Savaşı bittiğinde 1918-1919 Alman Devrimi sosyal tavırda kayda değer bir değişime neden oldu, buna kadın haklarındaki artış da dahildi. 1919’da Göttingen Üniversitesi Noether’e ders verme hakkını verdi. Sözlü sınav Mayısın sonunda yapıldı, Haziranda başarıyla “ders verme hakkını” aldı.
Üç yıl sonra Prusya Bilim Sanat ve Eğitim bakanından mektup aldı. Mektupta ona nicht beamteter ausserordentlicher Professor (kadrosuz, sınırlı idari yetkili öğretmenlik) ünvanı veriliyordu.). Bu ödeme yapılmayan alt düzey bir profösörlük, bir kamu hizmeti pozisyonuydu. Çalışmalarının önemini tanımakla birlikte, maaş sağlamıyordu. Noether bir yıl sonra Lehrbeauftragte für Algebra özel poziyonuna geçene kadar, verdiği dersler için maaş almıyordu.
Soyut cebir üzerine çığır açıcı çalışması
Noether teoreminin fizik üzerinde derin bir etkisi olmasına rağmen, matematikçiler arasında Noether soyut cebire olan çığır açıcı katkılarıyla hatırlanır.
Noether'in cebir üzerine çığır açıcı çalışması 1920’de başladı. W. Schmeidler ile bir halkadaki sol ve sağ idealleri tanımladıkları ideal teori makalesini yayımladı. Ertesi yıl matematikteki idealleri göz önüne alarak azalan zincir şartını incelediği Idealtheorie in Ringbereichen adlı makaleyi yayımladı. Meşhur cebirci Irving Kaplansky bu işi “devrimsel” olarak tanımladı.; makalenin yayımlanması "Noetherian halkası" teriminin yaygınlaşmasına ve bazı matematiksel nesnelere Noetherian denmesine neden oldu.
1924’de genç matematikçi B. L. van der Waerden, Göttingen Üniversitesine geldi. En baştan çok değerli soyut kavramsallaştırma metotları sunan Noether ile çalışmaya başladı. Sonraları Van der Waerden, Noether’in özgünlüğünün “karşılaştırılamaz derecede” olduğunu söylemiştir. 1931’de “Modern Cebir” adlı yazısını yayımladı, ikinci baskısında Noetherden çok fazla alıntı vardır. Noether tanıma istemese de yedinci baskısına “E. Artin ve E. Noether’in dersleri üzerine” diye not düşmüştür. Noether bazen meslektaşlarının kendi fikirleri ile övgü almalarına, kendi çalışmaları çevresinde kariyer yapmalarına izin verdi.
Van der Waerden'in ziyareti birçok matematikçinin matematiksel ve fiziksel araştırmada merkez olan Göttingen’e gelişiyle birlikte olmuştu. 1926’dan 1930’a kadar Rus topolojist Pavel Alexandrov Göttingen Üniversitesinde ders verdi, Noether ile kısa zaman içinde yakın arkadaş oldular. Saygısının ve sevgisini göstermek için ona “der Noether” diye, Almancadaki erkek articleını kullanarak hitap etmeye başladı. Noether Van der Waerden'e Göttingen’de kalıcı bir profesörlük pozisyonu ayarlamaya çalıştı, ama yalnızca Rockefeller Foundation’dan burs ayarlayabildi. Düzenli olarak buluştular, cebir ve topolojinin ortaklıkları üzerine tartıştılar. Alexandrov, anma töreninde Emmy Noether’i “gelmiş geçmiş en iyi kadın matematikçi olarak” tanımladı.
Dersleri ve öğrencileri
Noether Göttingen’de bir düzineden fazla doktora öğrencisine danışmanlık yaptı. İlk öğrencilerinden biri Grete Hermanndı, tezini Şubat 1925’de savundu. Noether aynı zamanda, henüz lisans öğrencisi olan, sonradan aritmetik geometri alanına katkılarda bulunan Max Deuring’e; Fitting teoremi, Fitting lemma ile hatırlanan Hans Fitting’e; Tsen teoremini kanıtlayan Zeng Jiongzhi’ye danışmanlık yaptı. Hauptidealsatz ve değişmeli halka için olan boyut teorisi ile değişmeli cebiri geliştiren Wolfgang Krull ile yakından çalıştı.